Bob Marley: One Love: Emek var fakat yetersiz

Reinaldo Marcus Green imzalı Paramount Pictures yapımı Bob Marley: One Love, Terence Winter, Frank E. Flowers ve Zach Baylin tarafından yazılan Bob Marley‘in bir geri dönüşünden Jamaika’da vermeyi planladığı ücretsiz bir konserle ilgili bir basın toplantısına kadar uzanan 107 dakikalık belgesel herkesce takdir edilse de, işleyiş ve eksik hikâye aktaramıyla gölgede kalıyor.

Marley‘i Kingsley Ben-Adir, eşi Rita‘yı oynayan Lashana Lynch, bu belgeselin eksikliğe rağmen iyi bir oyunculuk ortaya koyduklarını kanıtlıyor. Ben-Adir ve Lynch‘in yıldız performansları aracılığıyla reggae yıldızı hakkında tutkulu bir hikâye anlatımına sahip Bob Marley: One Love, derinlik ve mantık aramadan görülmeye değer olduğunu düşünüyorum. 2024 içerisinde merakla beklediğim bu belgeselden bir hayran olarak ayrıldım. Özellikle Bob Marley & The Wailers adıyla 1977 çıkışlı Exodus albümünün müzik dünyasında önemli bir yere sahip olduğunu ve güçlü mesajlarına karşın akılda kalacak birçok şarkının günümüzde de seviliyor olması takdire şayan.

Şöhretinin zirvesine yaklaşan, 36 yaşında kanserden ölen, ve çok satan Legend albümünün sahibi 70’li yılların süperstarı Bob Marley‘nin hayatına odaklanıldığı Bob Marley: One Love, anlatılanları dramatize ederek güvenli, ustaca yapılmış bir belgesel film olarak da öne çıkmayı başarsa da, sanatçının tarihi Afrika gezisini ve trajik ölümünün büyük ölçüde atlanıldığına şahit oluyoruz. Finali bu konuda değinerek kanımca 2 veya 2 buçuk saate çıkarılabilirdi. Reggae ikonunun ailesi tarafından onaylanan belgeselde ortak yapımcıların arasında Marley‘in eşi Rita Marley, kızı Cedella Marley, oğlu Ziggy Marley ve yardımcı yapımcı olarak Brad Pitt yer alıyor.

Bob Marley: One Love belgeselinde hikâye ikiye ayrılıyor. İlki, geleneksel bir müzik biyografisine benzeyerek müziğe tutkulu bir gencin kayıt stüdyosunda fark edilerek başarıya doğru adım atarak, Marley‘in yolculuğu başlamış oluyor. Sözleşmeler, büyük konserler, hit parçaların peş peşe gelmesiyle alışılmadık bir durum meydana gelir ve kayıt stüdyosundaki bir adam Marley‘e silah çeker. Bunun sebebi, Jamaika’nın bağımsızlığını kazandığı 1962 yılından sonra yaşanan şiddet ve siyasi belirsizliklerin olduğu bir dönemde olmalarıdır. Hikâyenin başlarında gördüğümüz Bob ve Rita‘nın, bir grup arkadaşıyla birlikte ücretsiz bir konserde performans sergilemeyi planlarken silahlı saldırıya uğraması ile birlikte aile içi stresini de öne çıkarır. Burada aslında savunmasız bir kadının portresini de seyrediyoruz. Marley‘in sevgi dolu olup, farklı ilişkilerinden olan çocukları, kayıt yapmak için Londra’ya gitmesi, çocuklarını Delaware’deki annesiyle yaşamaya göndermesi gibi bu olaylar üzerine çok fazla durulmuyor.

İkincisi ise Marley‘in Jamaika için bir sembol olma sürecini işliyor. Belgesel, oldukça hareketli bir süre boyunca bizi konsere doğru yol açan olaylara götürerek ve ardından 1977 yılında çıkan Exodus albümünün piyasaya sürülmesiyle Marley‘nin reggae’nin ilk küresel süperstarı haline geldiği yıllara götürüyor. Bob Marley‘in dünya çapında ünlü olması ve ardından ülkesine geri dönüp kendi halkına şarkı söylemesi gibi sebepler pek işlenmemiş. Belgeselde şarkı sözlerinde özgürlük ve sevgiye vurgu yapan Marley‘in, liderlerle sahnede görünmesine rağmen, ülkenin sorunları ve çatışmalarıyla ilişkisi araştırılmaması eksik hissedilen bir diğer unsur maalesef. Yukarıda da dediğim gibi, belgesel 2,5 saate çıkarılabilseydi bu eksikler bir şekilde giderilebilirdi. Tabii sanatçı hakkında derinliğe inmeden kısa da olsa yüzeysel bahsedildiği bu belgeseli seyredenler eksik hissetmese de sıkı Marley hayranlarının belgeseli beğenmediğini şimdiden söyleyebilirim.

16 Şubat’ta vizyona girecek Bob Marley: One Love, Bob Marley ve hayranlarının hak ettiği film olmasa da, bir nesli tanımlayan reggae süperstarına karşı duydukları saygı duruşu olarak da önemli bir yere sahip oluyor.

Biletinial ve UIP Türkiye’ye davetleri için çok teşekkür ediyorum.

Letterboxd: 3/5

Yorum bırakın